Yiyecek Alerji Testi
Bir yiyeceğe karşı alerjik bir reaksiyonunuz ya da bir şüpheniz varsa, bir alerji uzmanı ihtiyacınızı açıklamaya yardımcı olabilir. Bir tedavi planı hazırlayabilir, böylece hem bilgilendirilmiş hem de anafilaksi durumunda gerekli malzemeleri tedarik etmiş olursunuz.
Alerji uzmanı muhtemelen bir cilt testi ile başlayacaktır. Bu testte, şüphe duyulan yiyecekten alınan küçük bir miktar öz, alışıldığı üzere sırtınızda ya da kol bölgenizde direk olarak cilde verilir.
Eğer 20 dakika içerisinde, bir şişme ya da hafif bir ürtiker gelişirse, bunun pozitif bir alerjen belirtisi olduğu düşünülür. Bu test hakkındaki iyi haber, eğer reaksiyon göstermiyorsanız, büyük bir olasılıkla bu yiyeceğe karşı alerjik olmamanızdır. Daha az iyi olan ise, testin hatalı yüksek pozitif oranı olduğu için, reaksiyonun kesin olmamasıdır (doğrusu pozitif reaksiyonların yarıdan fazlası hatalıdır). Bununla birlikte, alerji uzmanları yiyecekleri ekarte etmek ve daha sonrasında daha fazla araştırma yapmak, olası allerjenlerin bir listesini oluşturmak için deri testi kullanırlar.
Yiyecek Alerji Paneli
Alerjiler için diğer tanı yöntemi, bir kan testi formu olan yiyecek allerji paneli’dir. Kanda belirli yiyeceklere cevap olarak oluşabilen IgE’leri arar. Fakat, sadece IgE’ler mevcut olduğu için, bu bir alerjinin olduğu anlamına gelmiyor. Bu nedenle, bu test de yüksek pozitif hata oranına sahiptir.
Ağızdan Alınan Yiyeceklerle Meydan Okuma
Yiyecek alerjileri için en güvenilir test, ağızdan alınan yiyeceklerle meydan okumadır. Bu şunun gibidir: bir yiyeceği yiyorsunuz ve ne olduğuna bakıyorsunuz. Test, sıkı tıbbi bir denetim altında yürütülür ve bir zaman süresinde artan dozlarda, şüpheli, tetikleyici yiyeceğin çok küçük miktarlarla hastayı beslemesi şeklinde uygulanır. Sonra, hasta, bir reaksiyonun oluşup oluşmadığını görmek için gözlenir.
Yiyecek Alerjileri İçin Eliminasyon Diyeti
Daha az ciddi alerjiler için, bir eliminasyon diyeti olarak bilinen ağızdan alınan yiyeceklerle meydan okuma uygulamasını, kabaca kendin için yapabilirsiniz. Deri testi ya da yiyecek alerji panelinde (ya da şüphelendiğiniz basit yiyecekler de sizin için problem olabilirler) pozitif olanların bir listesini alıyor ve onların hepsini bir kaç hafta ya da daha fazla süre ile beslenmenizden çıkarıyorsunuz. Eğer tüm alerjik semptomlardan kurtulursanız, suçlu olan ya da olanların orada olduğunu bilirsiniz.
Sonra, semptomların dönüp dönmediğini görmek için yiyecekleri, her seferinde birisi olmak üzere, tekrar beslenmenize yavaşça ilave ediyorsunuz. Yavaşça yaptığınızdan emin olun ve tüm süreci yazın ya da bir tablo hazırlayın, attığınız adımları ve deneyimlediğiniz sonuçları yazın, böylece olabildiğinizce objektif olabilirsiniz. Sağlık hizmetleri ekibiniz ile bu verileri paylaşmanız, iyileşmekte olan sağlığa doğru size rehberlik etmelerinde onlara katkı sağlayabilecektir.
Yiyecek Alerjilerinin Potansiyel Nedenleri
30 yıldır yiyecek alerjilerinin yaygınlığı hızla artmaktadır, fakat bunun ne anlama geldiğinden henüz emin değiliz. İnternet, mantıklı olanlardan, açıkça saçma olanlara kadar teorilerle dolu, fakat dikkati dağıtmak için ortaya atılan tüm bunları elimine etmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olacaktır.
Yiyecek alerjilerine neden olan şeyle ilgili popüler bir teori ‘’hijyen hipotezi’’ denilendir. Bu teori; giderek daha çok temiz ve ‘’antibakteryal’’ ortamlarda büyümekle, biz bağışıklık sistemlerimiz üzerine titriyoruz ve bu yüzden, onlarda zararlı olan ve olmayan şeyi anlamaları için bir fırsatları olmuyor. Bu teori bunu tartışıyor.
Bu teoriyi desteklemek için bazı sağlam kanıtlar var. Geniş, kalabalık bir evde büyüyen çocukların, küçük bir ailesi olan çocuklardan daha düşük alerjik hastalıkları olduğunu biliriz.
Hayatın erken dönemlerinde, bir çiftlikte büyümek ve refakatçı hayvanlar ile birlikte yaşamak gibi çevreye maruz kalmak da çeşitli bakteriyel deneyimle birliktedir ve alerjik duyarlılık riskini azaltmıştır. Bebekken, kedi ve köpeklerle yaşayan çocuklar, daha ileri çocukluk dönemlerinde muhtemelen daha az alerjiler geliştirirler.
Bir süre, araştırmacılar, çeşitli parazitlere maruz kalışların, bağışıklık sisteminin zararlı ve zararsız maddeleri ayırt etmesini zorlaştırdığını düşündüler. Problem, çoğu parazitlerin bir süre önce, gelişmiş dünyadan elimine edilmiş olmalarıydı, ve buna rağmen alerji oranları dramatik bir şekilde artmaya devam etti. O zaman bir şeyler devam ediyor olmalıydı.
Yiyecek Alerjilerinde Mikrobiyomun Rolü
Son on yılda, bilim, mikrobiyomun gizemini çözmeye başladı, mikroorganizmaların içimizde, üzerimizde ve toprakta yaşayan bu bereketli nüfusu ve planet üzerindeki hemen hemen her organizma. Kirli çocukluk çağının daha az alerji yatkınlığını yaratma eğilimi olayına bir açıklama; çeşitli mikroplara erkenden ve uzun süreli maruz kalışların sağlıklı bir bağışıklık sistemini geliştirmeye yardım ettiği şeklindedir.
IgE’lerin aracılık ettiği yiyecek alerjilerinin hem bağışıklık düzensizliği hem de bozulmuş sindirim sistemi ile birlikte olduğunu biliyoruz. Ve bağışıklık sisteminin %70 i sindirim sisteminde yerleşmiştir. Tartışma, şimdi kendimizde ve çevremizde mikrobiyomun düzensizliğinin bağışıklık sisteminin karışmasına ve zararsız maddelere öldürücü toksinlermiş gibi aşırı reaksiyon göstermelerine neden olduğu şeklinde devam ediyor. Şehirleştirilmiş ortamlarda yaşayan insanlar daha yüksek alerji oranları deneyimlerler ve aynı zamanda orantısız bir şekilde astım ve atopic dermatit (egzema)den acı da çekerler. Egzema ile bir ya da daha fazla yiyecek alerjisi arasında güçlü bir birliktelik vardır.
Bir Lif Eksikliği
Peki öyleyse bizim mikrobiyomumuza zarar veren nedir? Önce, gelişmiş ülkelerdeki çoğu kişiler beslenmelerinde yeterli lif almamaktadırlar. Bu lif yetersizliği, kalın barsaklarda sindirilemeyen lifi fermente eden bakteriler tarafından metabolize edilen kısa zincirli yağ asitlerinin yeteri kadar üretilmediği anlamına gelmektedir. Kısa zincirli yağ asitleri mide-barsak sisteminde, koruyucudur ve iltihaplı cevapları düzenleyerek sindirim sisteminde bağışıklık dengesini sürdürmek için temel öneme sahiptir. Deney tüpleri ve klinik çalışmalar yiyecek alerjileri ile ilgili olarak kısa zincirli yağ asitlerinin önemini onaylamıştır. Eğer, çocuklarda yiyecek alerjilerini önlemek istiyorsak, yaklaşım, beslenmelerinde lif çeşitliliğini ve miktarını arttırmak olmalıdır.
Abur Cubur Sağlıksız Yiyecekler ve Ayak Üstü Yenen Hızlı Yiyecekler
Mikrobiyom hasarının bir diğer kaynağı da bu tür yiyecekler olabilir. Naples ‘Federico 1’ Üniversitesinde yapılan bir çalışmada, araştırmacılar, yiyecek alerjileri olan çocukların ve sağlıksız yiyecekleri çok fazla tüketen çocukların her ikisinde de ilerlemiş glikasyon son ürünleri (AGE’s) denilen moleküllerin seviyelerinin artmış olduğunu buldular. Araştırmacılar, yiyecek alerjileri olan çocukların, sağlıklı kontrol grubuna kıyasla, ortalama olarak, yaklaşık %20-40 kez daha fazla sağlıksız yiyeceklerden tükettiğini gösterdi. Bu da, AGEs’in bağışıklık hücrelerine toksik olduğu ve sindirim sisteminin mukoza bariyerini bozabildiği, toksinlerin ve alerjenlerin daha derin beden dokuları ile temasa geçmesine izin verebildiği anlamına gelmektedir.
Çevresel Toksinler
Genel olarak yiyecek ortamındaki ve bizim çevremizdeki diğer değişimler de mikrobiyomumuzda hasara yol açıyor olabilir. Bunlar, kimyasal katkılara, koruyuculara ve renklendiricilere, aynı zamanda plastiklere, böcek öldürücü kimyasallara (özellikle Monsanto Bayer’in topluluğundaki en aktif içeriklerden birisi ve potansiyel olarak gluten alerjisinin major bir sürdürücüsü olan glyphosate) ve endüstriyel hayvansal tarımda kullanılan antibiyotiklere maruz kalmamızdaki artıştır.
Erken Çocukluk Dönemi Etkileri
Diğer faktörler, normal vaginal yoldan doğmak (çünkü annenin kendi mikrobiyomunu yeni doğanına transfer etmesinin önemli bir yolu doğum kanalı üzerinden olandır) yerine sezaryenle doğmuş olmak, ve bebeklik döneminde erkenden katı yiyeceklere başlamak gibi daha fazla bireyselleştirilmiş olanlardır, Erken antibiyotik kullanımı da mikrobiyomun düzensizleşmesine katkı sağlayabilir. Sonuç olarak, potansiyel olarak alerjenik yiyecekleri bebeklere tanıtmak için çok fazla beklemek, masayı daha sonra gelişecek yiyecek alerjileri için hazırlamak gibi görünmektedir. En son yapılan öneriler, çocukları, altı ay ila bir yıl arasında yaygın alerjenik yiyeceklere maruz bırakmaya başlamak şeklindedir.
Bir Yiyecek Alerjiniz Varsa Ne Yapılmalı?
Bazı çocukluk dönemi yiyecek alerjileri, erişkinlik döneminde hafifletilirken bilinen bir yiyecek alerji tedavisi olmayabilir. Ancak yaşamınız üzerindeki etkilerini azaltmada yapabileceğiniz şeyler vardır.
En önemli olan, aynı zamanda apaçık olandır: alerjik olduğunuz yiyeceklerden kaçınmanızdır. Sağlıklı bir beslenmenin parçası olarak sağlıklı bir yiyecek önerilse bile, sizin alerjiniz genelleştirilmiş rehberliği tanımayabilir.
Yiyecek Etiketlerini Dikkatlice Okuyun
Yiyecek etiketlerini dikkatlice okuyun, özellikle paketlenmiş bir yiyeceği tanımıyorsanız. Bilinen yaygın yiyecek alerjenleri, soya, yumurtalar, buğday ve yemişler, endüstreleştirilmiş yiyecek tedarikimizde çok yaygın olanlardır.
Özellikle, işlemden geçirilmiş yiyecekler, büyük ihtimalle problem olan yiyeceklerdir. Bu kısmen içerdikleri tüm yiyecek katkı maddeleri nedeniyledir ve kısmen de süt, yumurtalar ve soya fasulyesinden gelen saklı proteinleri içermeye eğilimli olmaları nedeniyledir — her ikisi de lezzeti ve protein içeriğini arttırır.
Soslara ve banılarak tüketilen yiyeceklere özel bir dikkat gösterin, bunların çoğu, lezzet ve doku için, fıstıklar ve/veya çam fıstığı ürünlerini içerirler.
Restoranlarda da Dikkatli Olun
Eğer dışarıda yiyorsanız, restoran çalışanlarının allerjileriniz ile bilgilenmesini sağlayın. Onları rahatsız etme konusunda endişelenmeyin. Fıstıklar ya da yumurtalar içeren bir tatlının ani bir anaflaksiye neden olması yerine, önceden bu konuda ekibin uyarılması daha düşünceli bir hareket olacaktır.
İlacınızı Elinizin Altında Bulundurun
Korunmak esas olan şeydir, aynı zamanda da bir alerjenin sızması durumunda önceden belirlediğiniz bir planınız olmalı. Eğer ciddi reaksiyonlar göstermeye eğilimli iseniz – ya da reaksiyonlarınız zamanla giderek daha ciddi hale gelmişse – o zaman bir EpiPen ya da Benadryl gibi reçetesiz satılan bir antihistamini her zaman yanınızda bulundurun.
Fıstık alerjisi olan çocuklar şimdi Palforzia denilen oral bir bağışıklık tedavisine de erişim sağlayabiliyor. Bu tedavi Ocak 2020 yılında FDA tarafından kabul edildi.
Daha Fazla Lif Tüketin
Genel olarak , bağışıklık sisteminize daha dengeli kalması ve uygun cevaplar vermesi için ona en iyi şansını daha fazla vermek istersiniz. Bir yol, tam yiyecekler tüketmek ve işlenmiş yiyeceklerden kaçınmaktır. Ve liften zengin bitkisel esaslı beslenme yiyecek alerjilerini tedavi etmez ise de yardımcı olabilir.
Gördüğümüz üzere, beslenmemizdeki lif eksikliği yiyecek alerjilerinin gelişiminde bir rol oynayabilir. Bu beslenmeye daha fazla lif eklemek alerjik reaksiyonların semptomlarına yardımcı olabilir. Çalışmalar, yüksek lifli bir beslenmenin sindirim sistemi bakterileri, bağışıklık sistem hücreleri ve alerjik reaksiyonlar arasında düşük lifli bir beslenmeye kıyasla anlamlı farklar yarattığını gösterdi.
Her meyve ve sebzenin kendi lif tipi olduğunu biliyor muydunuz? Çok fazla lif ve çok çeşitli meyve ve sebze tüketmek, mutlu sindirim sisteminde ‘’iyi’’ bakterileri muhafaza ederken, bu da sırasıyla yiyeceğe olan allerjik reaksiyon riskini azaltabilen sindirim sisteminin iç yüzeyini sağlıklı kılar.
Meyve ve sebzeler sadece lifi sağlamaz, onlar aynı zamanda mikrobiyomunuzun iyi gelişmesine de yardım eden antioksidan katkıları yapar. Alerjik durumlar, enflamasyon ile karakterizedir ve antioksidanlar enflamasyonla savaşırlar. Epidemiyolojik çalışmalar beslenmedeki antioksidanların daha fazla miktarları, alerjik reaksiyonların semptomlarının daha az sıklıkta ve daha az ciddi olduğunu göstermiştir.
Sağlıklı Alerjen Alternatiflerini Seçin
Nihai olarak, akıllıca alerjik olduğunuz yiyeceklere sağlıklı alternatifler seçin. Çam fıstıkları yerine tohumları, ay çekirdekleri ya da keten tohumlarını deneyin. Soya fasulyeleri yerine diğer fasulyeleri, bezelye ya da mercimekleri deneyimleyin. Süt ürünlerine bitkisel esaslı bir alternatifi bulun. Yumurtaları, tofu ile, ya da diğer bitkisel esaslı alternatiflerle yer değiştirin. Ve balık ya da kabuklu deniz hayvanları yerine, cevizler, chia, tohumları ve keten tohumu gibi bitkisel tabanlı protein kaynağı ve omega-3-den zengin yiyecekleri ya da alg ve deniz bitkilerini deneyin. Ve buğdaya ya da genel olarak glutene alerjik iseniz, marketlerde sizin için, gluten içermeyen çok sayıda tam tahıl ve ekmek karışımları görülmeye başlandı.
Alerjenden Özgür Tarifler
Bir ya da daha fazla yiyecek alerjinizin olması lezzet, doku ya da besleyicilerden yoksun olacağınız anlamına gelmemektedir. Dünyada 20.000 den fazla bitki türü mevcuttur, teknik olarak, birçok diğer seçenekler de olmalı. Sizin için uygun olan yeni tarifler oluşturun, yeni yiyecekler deneyin ve çeşitli besleyicileri edinin.