Kirli On İkiler
Birçok aile işlenmiş ve paketlenmiş yiyeceklerle günü kurtarıyor. Bu tür yiyecekler kolay hazırlanmakta ve uzun süre (içerdikleri koruyucular sayesinde) taze kalmaktadır. Güzel görünmeleri ve daha lezzetli olmaları için işlenmiş yiyeceklere konan katkı maddeleri sağlıksız miktarlarda tuz, yağ ve şeker içeriyor – ve bunlar ilk anda aklımıza gelenler. Ancak bu katkı maddelerinin bir bedeli var: yan etkiler, yiyecek alerjileri, artan bel kalınlığı, azalan mineral ve vitamin emilimi, kanser ve daha niceleri.
Aşağıda, vücudunuza girebilecek yaygın ve zararlı yiyecek katkı maddelerinin, belli bir düzene göre sıralanmamış bir listesi var.
1. Yapay Tatlandırıcılar:
Yapay tatlandırıcılar, yiyeceklerimizi, şekerin kalorileri olmaksızın daha tatlı yapmak için kullanılan bir kimyasal maddeler bileşimidir. Çoğu yapay tatlandırıcının yan etkileri vardır ve bunların vücutta kimyasal olarak parçalanması zararlı olabilir. Ek olarak, yapay renklendiriciler, yapay tatlandırıcılar gibi diğer yiyecek katkı maddeleriyle birleştiğinde, sinir hücreleri üzerinde çok daha güçlü bir etki meydana getirebilirler. Yapay tatlandırıcılarla ilgili olarak 90’dan fazla yan etki saptanmıştır.
2. Rafine Şeker:
Amerikalılar yılda 70 ilâ 80 kilo şeker tüketmektedir. Diğer bir deyişle, insanlar her gün bir fincan şeker tüketmektedir ve çoğu bunun farkında değildir. Sinsi olması ve ambalajında “şeker içermez” yazmadıkça neredeyse bütün işlenmiş yiyeceklerde bulunması nedeniyle, şekere bağımlı hale geliriz. Yüksek miktarda şeker tüketimi ve buna bağlı olarak yükselen insülin seviyeleri kilo almaya, şişkinliğe, yorgunluğa, eklem iltihabına, migrene, azalan bağışıklık sistem fonksiyonuna, obeziteye, diş çürümelerine ve kalp-damar hastalıklarına sebep olabilir. Ayrıca besin maddelerinin emilimini engelleyerek, kemik erimesine, depresyona, PMS semptomlarına (regl öncesi semptomlar) ve strese yol açabilir.
3. Monosodyum Glutamat (MSG)
MSG, yiyeceklerde aromayı arttırmak için kullanılan bir eksitotoksindir. Eksitotoksinler, belirli alıcılara (reseptör) bağlanan (örneğin, belirli glutamat alıcıları) toksinlerdir. Bir yazar ve sinir cerrahı olan Dr. Russell Blaylock’a göre, eksitotoksinler duyarlı nöronların ölmesine sebep olabilir. Birçok insanda baş ağrısı, kaşıntı, baş dönmesi ve solunum, sindirim, dolaşım sistemi ve koroner damar arazları gibi başka birçok yan etkiler meydana gelebilir.
4. Yapay Renklendiriciler:
Yapay renklendiriciler, doğada bulunmayan sentetik kimyasallardır. Renklendiricilerin çoğu kömür katranından elde edilir ve milyonda 10 oranına kadar kurşun ve arsenik ihtiva edebilirler, ancak buna rağmen FDA [Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi] tarafından genelde güvenli olarak kabul edilmektedir. Yapay renklendiriciler alerjik reaksiyonlara ve çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sebep olabilirler ve görsel bozukluklara ve öğrenme bozukluklarına katkı yapabilirler veya sinir sistemi hasarına sebep olabilirler.
5. BHA ve BHT:
BHA ve BHT, yağın bozulma sürecini engeller. Bu katkı maddelerinin uykuyu ve iştahı olumsuz etkilediği düşünülmektedir ve karaciğer ve böbrek hasarıyla, saç dökülmesiyle, davranış problemleriyle, kanserle, fetüs anormallikleriyle ve gelişme geriliğiyle irtibatlandırılmaktadır.
6. Sodyum Nitrat ve Nitrit:
Sodyum nitrat ve nitrit, işlenmiş et ürünlerine eklenen koruyuculardır. Bu bileşikler, midede nitrozaminler adı verilen kanser yapıcı maddelere dönüşürler. Kayda değer yan etkiler arasında baş ağrıları, mide bulantısı, kusma ve baş dönmesi yer alır.
7. Kafein:
Kafein, meşrubatlarda, sakızda, diyet haplarında ve ağrı kesicilerde bulunan bağımlılık yapıcı bir uyarıcıdır; kahvede, kakaoda ve çayda doğal olarak bulunur. Kafein, kalsiyumun kemiklerden atılmasına yol açarak kemik erimesine neden olabilir ve kısırlığı arttırabilir.
8. Olestra (Olean):
Olestra, çerez ve cipslerde bir içerik olarak kullanılan kalorisiz bir yağdır. Olestra, bazı vitaminlerin ve diğer besinlerin emilimini engeller. İshale ve anal sızıntıya da sebep olabilir.
9. Bromlu Bitkisel Yağ (BVO):
Bromlu bitkisel yağ, meşrubatlarda aroma yağlarını askıda tutmak için kullanılır. Tüketildiğinde, yağda depolanır ve zaman içinde birikebilir. Bu katkı maddesi üreme arazlarına ve doğum kusurlarına yol açabilir. 100 ülkede yasaklanmıştır.
10. Kısmen Hidrojenize Edilmiş Bitkisel Yağ:
Kısmen hidrojenize edilmiş bitkisel yağ, bitkisel yağın hidrojenle reaksiyona sokulması suretiyle elde edilir. Bu işlemle, çoklu doymamış yağların (iyi yağ) seviyesi azaltılır ve trans yağlar meydana getirilir. Bu yağlar kalp hastalığıyla, göğüs ve kolon kanseriyle, damar sertliğiyle ve artan kolesterolle ilişkilendirilmektedir.
11. Pestisitler:
Her yıl gıda kaynaklarımıza bir milyar litreden daha fazla haşere ilaçları ilave edilmektedir. Bu da kişi başına yılda yaklaşık 5 litre demektir. Dünyada kullanılan pestisitlerin çoğu kanserojendir. Pestisit birikmesi ayrıca bulaşıcı organizmalara karşı direncimizi zayıflatır, kısırlığa yol açabilir, düşüklere ve doğum kusurlarına katkı yapabilir.
12. Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO’lar):
GDO’lar, DNA’sı değiştirilmiş bitkiler veya hayvanlardır. A.B.D.’de mısır, soya fasulyesi, pamuk ve kanola ürünlerinin büyük bir çoğunluğu şu anda genetik olarak değiştirilmiştir ve bunlardan biri veya daha fazlası neredeyse her işlenmiş yiyecekte bulunabilmektedir. GDO’ların güvenli olduğu kanıtlanmamıştır ve bazı çalışmalar GDO’ların bitkilerde ve yanı sıra insanlarda hastalıklara karşı bağışıklığı azaltabildiğini, antibiyotikleri barındırabildiğini ve genetik fonksiyon üzerinde negatif bir etki meydana getirebildiğini göstermektedir. Hastalığa, haşere ve böcek ilaçlarına karşı dirençli olacak şekilde genetiği değiştirilen bitkiler, bu güçlü kimyasalları kullanma gereğini azaltabilir ya da tersine, bir direnç meydana getirebilir ve dolayısıyla tarımsal ilaçların öncekinden daha yüksek miktarlarda kullanılmasını gerektirebilir. İşin doğrusunu söylemek için henüz çok erken: uzun dönemli destekleyici kanıtlar şu an için mevcut değildir.
fooddemocracy.com’un Ocak 2008 sayısında Kelly Scotti tarafından yayınlanan bir yazıdan alınmış ve Center for Science in the Public Interest tarafından http://www.cspinet.org/reports/chemcuisine.htm’de verilen bilgilerle desteklenmiştir.