FONKSİYONEL TIP ve TİROİT EPİDEMİSİ
Tiroit fonksiyon bozukluklarının bir epidemiye dönüşmesi tedirgin edici. Bunun kasıp kavuran bir salgın olduğundan acaba doktorunuzun haberi var mı?
Bu salgın, aniden, vermeniz imkansız hale gelen kiloları almanıza neden olabilir. Veya sürekli yemek yemenize ve sürekli aç olmanıza rağmen endişe verici bir oranda kilo vermenize de neden olabilir. Bu salgının bir versiyonu, kendinizi yorgun ve bitkin hissetmenize, enerjinizin tükenmesine motivasyonunuzun azalmasına neden olur. Bir diğerinde ise, hayatınızı sıkça panik ataklara dönüştüren endişe ve korkuyla doldurur. Bu salgına yakalanmış bazı kişilerde beyin sisi, netlik ve odak kaybı, sinir bozucu hafıza kayıpları ‘’bir şeyi hatırlayamama anları ’’ görülür. Diğerleri depresyonla mücadele edebilirler. Saç dökülmesi başka bir semptomdur, ağrıyan eklemler ve kaslar, hızlı çarpan bir kalp, titreyen eller, zayıflamış kaslar. Hala yirmili yaşlarda olsanız bile, vaktinizden önce yaşlı hissetmek, uykuya dalmada ve kalmada zorluk gibi semptomlar... Bu salgın, düşük yapma riskinizi arttırabilir. Ya da ilk etapta hamile kalmanızı engelleyebilir. Seks dürtünüzü öldürebilir. Ya da erkek (erektil fonksiyon bozukluğu) veya kadın (vajinal kuruluk) olmanız fark etmeksizin cinsel performansı zorlaştırır. Hatta sizi bir oto-immun hastalık geliştirme riskine bile sokabilir.
En kötü yanı ise, mevcut geleneksel tıbbın tanınızı çoğunlukla gözden kaçırmasıdır.
Geleneksel doktorunuz, ‘’Laboratuvar sonuçlarınız normal. Hissettiğiniz bu semptomlar, sadece yaşlandıkça olan şeyler ‘’diyebilir. Veya ‘’test sonuçlarınız normal aralıklarda, kendinizi iyi hissetmiyorsanız, muhtemelen sadece strestendir.’’ Veya ‘’Kan tahliliniz iyi görünüyor, menapoza yaklaşırken bunu beklemeniz gerekir’’ vs gibi cümleler kurabilir.
Doktorunuz teşhisi atlarsa, size yanlış bir şekilde bir anti-depresan veya anti-anksiyete ilacı reçete edilmiş olabilir. Döngünüzü düzenlemek için doğum kontrol hapları veya ruh hali değişimlerinizi tedavi etmek için hormon replasman tedavisi verilebilir. Ya da belki doktorunuz ‘’Biraz dinlenin, çok çalışmayın, tatile ne dersiniz?’’ gibi önerilerde de bulunabilir.
Doğru teşhis konmuş olsa bile, doğru tedaviyi alamıyor olabilirsiniz. Bu yüzden hala tanımadığınız bir kişiye dönüşmüş gibi kendinizi kötü hissederek gittiğinizde, doktorunuz şöyle yanıt verebilir: ‘’sizde her ne varsa, yaptığım kan testlerinin hiç birinde çıkmıyor. Laboratuvar testleriniz normal. Kendinizi çok kötü hissettiğiniz için üzgünüm ama elimden gelen her şeyi yaptım.’’
Bu şiddetli salgın hastalık, bildiğimiz kadarı ile dünya çapında en az yirmi yedi milyon Amerikalıyı ve yaklaşık iki yüz milyonu etkiliyor ve belki de milyonlarcasına da henüz teşhis konmadı. En çok kırk yaş üstü kadınlarda yaygın olmasına rağmen, bu salgın aslında herkesi, her yerde vurabilir.
Bu salgına; ‘’Tiroit Fonksiyon Bozukluğu’’ denir. Ve uygun şekilde tedavi edilmezse hayatınızı mahvedebilir.
Tiroit Hormonunuz Çok Az Olduğunda...
Sık üşürsünüz ve terlemeyebilirsiniz.
Kabız olabilirsiniz
Kilo alırsınız veya kilo veremezsiniz.
Beyin sisi geliştirirsiniz: hafıza kaybı, konsantre olmada zorluk.
Kendinizi kayıtsız ve motivasyonsuz hissedebilirsiniz.
Yorgunlukla mücadele edersiniz.
Normalden çok daha fazla uyursunuz.
Depresyona girebilir veya ruh halinde dalgalanmalar yaşayabilirsiniz.
Saçlarınız dökülür.
Cildiniz cansız ve kuru hisseder.
Hormon düzensizliklerinden mustarip olursunuz.
Size kısırlık teşhisi konabilir veya düşük yapabilirsiniz. Boynunuzda guatr görülebilir veya boyun şişmesi olabilir.
Kalp atışınız yavaşlamış olabilir
Size yüksek kolesterol teşhisi konabilir.
Çok Fazla Tiroit Hormonunuz Olduğunda...
Çoğunlukla sıcak hissedersiniz ve çarpıntınız olabilir.
Terlemeniz artabilir
Endişeli hissedersiniz, ruh haliniz sık değişir
Uykusuzlukla mücadele edersiniz
Panik ataklar geliştirebilirsiniz
Kalp çarpıntınız olabilir.
Gevşek dışkı veya ishalden mustarip olabilirsiniz.
Titremeniz olabilir
Çabalamadan kilo verirsiniz.
Gözleriniz yuvalarından fırlamış gibi görünebilir.
Boynunuzda guatr görünebilir veya boyun şişmesi olabilir. Düzensiz periyodlarınız veya kısırlığınız olabilir.
Kaval kemiğinizin önünde deride kızarıklık veya kalınlaşma olabilir.
Saçlarınız dökülüyor olabilir.
Kronik ürtiker veya kurdeşen olabilir.
Tiroit fonksiyon bozukluğunuz olduğunda, her iki listeden de aynı anda veya birbirini izleyen semptomlara sahip olabilirsiniz. Yorgun ve gergin, bitkin ve uyuyamaz, endişeli ve depresif hissedebilirsiniz. Fazla aktif olmayan bir tiroit cevabı ve kilo almak yerine kilo vermekte mümkün, çünkü adrenal bezleri aşırı stres hormonları üreterek tiroit sorununu fazlasıyla telafi eder. Tiroit sinyal sistemi süper karmaşıktır ve teklemesinin birçok yolu vardır. Bu nedenle; bazen kafa karıştırıcı semptomları sıralamak ve güvenilir bir teşhis koymak için tam bir tiroit kan testlerinin panelini yapmak çok önemlidir.
TİROİT SALGINI
Günümüzde; Mevcut Geleneksel Tıp, özellikle kronik oto-immun hastalıklarda çok fazla insanı yüzüstü bırakıyor. Ancak hiç bir yerde bu başarısızlık tiroit fonksiyon bozukluğundan daha belirgin değildir.
Amerikan Tiroit Derneği, bir ömür boyunca ABD nüfusunun en az %12’sinin tiroit işlev bozukluğundan mustarip olacağını söylüyor. Bu sekiz kişiden birisi demek oluyor. Ve kadınların etkilenme olasılığı erkeklerden beş ila sekiz kat daha fazladır. Derneğe göre, tiroit fonksiyon bozukluğu olan kişilerin % 60 kadarı bir problemleri olduğunun farkında bile değil.
Evet! Bu kadar çok acı varken, mevcut geleneksel tıbbın alarm vermesi gerektiğini düşünürsünüz. Öyle değil mi? Geleneksel doktorunuzun tiroit fonksiyon bozukluğu konusunda sizi düzenli olarak test etmesini, size doğru miktarda ve türde ilaçla ve/veya ek tiroit hormonu vermesini, doğru türde beslenme ve takviyeleri aldığınızdan, uyuduğunuzdan ve tiroidinizi en iyi durumda tutması için stresi giderebildiğinizden emin olmasını beklersiniz.
Ne yazık ki, bunun yakınında bile değiller. Bunun yerine, tiroit fonksiyon bozukluğu en az teşhis edilen ve yanlış tedavi edilen sağlık koşullarından birisidir. Geleneksel doktorlar tiroit fonksiyon bozukluğu konusunda bizi o kadar çok yüz üstü bırakıyorlar ki hepsini listelemek zor, ama bir deneyelim;
- Tiroit semptomlarıyla birlikte olduğunuzda bile, özellikle kırk yaşından küçükseniz veya bir erkekseniz, bir çok doktor tiroit bozukluklarınızı test etmekte başarısız olur ve durumu yanlış teşhis eder.
- Test yaptırdığınızda, genellikle ihtiyacınız olan tüm testler yapılmaz.
- Sonunda teşhis konulup tedavi edildiğinde, eğer hipotiroidiniz varsa (tiroidiniz az çalışıyorsa), genellikle doğru miktarda veya uygun biçimde ek tiroit hormonu almazsınız.
- Hipertiroidiniz varsa (aşırı aktif bir tiroidiniz varsa), geleneksel tıbbi seçenekleriniz ciddi, bazen sakat bırakan yan etkiler veya geri döndürülemez hasarlar taşır ve sizi dezavantajlardan korurken eşit derecede etkili olabilecek doğal bitkisel tedavilerden söz edilemez.
- Beslenmenizde ve yaşam tarzınızda belirli değişiklikler yaparak elde edebileceğiniz olağanüstü etkileri asla öğrenemezsiniz: tiroidinizin ihtiyaç duyduğu besinlerin tüketilmesi, iltihaplanmayı tetikleyen (çok sayıda soruna yol açabilen bir bağışıklık sistem tepkisi) gıdalardan kaçınma, bağırsaklarınızı iyileştirme, aşırı toksik yüklenmenin giderilmesi, altta yatan enfeksiyonların tedavisi, aşırı egzersiz yapmadan kaçınma, iyi, dinlendirici bir uyku çekme ve rahatlamanın, gevşemenin sağlanıp, stresin giderilmesi.
- Oto-immun koşulları nasıl tersine çevireceğinizi ve bağışıklık sisteminizi nasıl destekleyeceğinizi öğrenemezsiniz – bu çok önemli bir ihtiyaçtır, çünkü tiroit fonksiyon bozukluğunun büyük çoğunluğu oto-immuniteden kaynaklanmaktadır.
Her şeyin kafanızda olduğunu söyleyen doktorlar, işe yaraması gereken ama çalışmayan ya da yeterince iyi çalışmayan ya da sizi yan etkilerle boğuşmaya bırakan tedaviler. Doktorunuz bunları geçiştirirken ve standart bakım tedavisi görmenizde ısrar ederken, daha da kötüleşen semptomlar...
Bütün bunlar yeterince kötü. Bize depresyonun, beyin bulanıklığının ve kilo alımının yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçası olduğu söylendi – cinsel dürtü kaybı, enerji eksikliği ve hafıza kaybı, tümü birlikte yaşamayı öğrenmeniz için gereken şeyler. Yirmili ve otuzlu yaşlarımızda bile kendimizi stresli, bitkin ve mutsuz hissetmeyi beklememiz gerektiği yanılgısına düştük. Bedenlerimizin ve yaşamlarımızın her alanında optimal sağlık ve işlev ideali, her birimizin sahip olduğu kesinlikle ulaşılabilir bir tıbbi hedef yerine, bir tür imkansız rüya, bir tür ‘’New Age Fantezisi’’ gibi gösteriliyor.
Peki!, Şimdi! Fonksiyonel Tıp yaklaşımı, size canlı, parıldayan sağlığın fantezi olmadığını söylemek için burada. Bu yaklaşımla tedavi edilen, hastalar bunu her gün başarıyor ve sizin de başarabileceğinizi biliyorum. Sonunda tiroidinizi tekrar dengeye getirdiğinizde, ne kadar müthiş hissettiğinize inanamayacaksınız.
TİROİDİNİZ NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ
Tiroit fonksiyonunuz azalmışken, kendinizi çürümüş hissedersiniz. Optimal olduğunda ise, müthiş hissedersiniz: canlı, enerji dolu, iyimser. Küçük bir bezin nasıl bu kadar geniş kapsamlı etkileri olabilir? Tiroidinize bu kadar güç veren nedir?
Aslında tiroidiniz vücudunuzdaki her bir hücre için kesinlikle kritik bir öneme sahiptir. Her hücrenin tiroit hormonu için bir reseptörü vardır, bu da hiç bir hücrenin onsuz çalışamayacağı anlamına gelir. Tiroit hormonu arabanın deposu gibidir – her hücreyi beslemek için düzenli bir akışa ihtiyacınız vardır.
Ancak ‘’biraz’’ tiroit hormonuna sahip olmak yeterli gelmez. Her hücrenin tam olarak doğru miktarda ihtiyacı vardır – ne çok fazla ne çok az. Optimal miktarda tiroit hormonu olmadan hücrelerinizin ne çok çıldırdığını bir bilseniz!
Çok az olduğunda; metabolizmanız çok yavaşlar. Zihninizi meşgul eden beyin sisi ve enerjinizi tüketen bir kayıtsızlıkla üşür, depresyona girer ve kabız olursunuz. Bir anda kilo alırsınız. Seks hormonlarınız tamamen kontrolden çıkabilir.
Çok fazla olduğunda; metabolizmanızın hızı yoldan çıkma noktasına gelir. Paniğe kapılır, kaygılanır ve sık bağırsak hareketleri ile, hatta belki de ishalle boğuşursunuz. Sürekli yemek yediğinizde bile kilo verirsiniz. Kaslarınız zayıflar ve elleriniz titremeye başlar.
Bunlar dramatik uç noktalardır. Ancak işler kontrolden çıkmadığında bile, yanlış miktarda alınan tiroit hormonu ıstıraba yol açabilir. Bu, ince bir sabotajcının, sizi yavaşça sağlık ve esenliğinizden mahrum etmesi gibidir.
Sadece tiroidiniz dahil değildir. Tiroit bezi; hipotalamusunuzu, hipofizinizi, tiroidinizi ve nihayetinde hücrelerinizin her birini içeren karmaşık bir iletişim ağının merkezindedir. Bu sistem, sürekli bir bilgi akışı sağlayan çoklu geri bildirim döngüleri içerir, böylece hücrelerinizin her biri tam olarak doğru miktarda tiroit hormonu alır. Bu ağa, ‘’tiroit sinyal sistemi’’ denir ve o kadar ayrıntılı ve karmaşıktır ki, interneti utandırır.
Tiroit sinyal sistemi, beyninizin düşünce ve duyguyu işlemesini sağlayan, stres hormonları, seks hormonları ve tüm diğer hormonlar dahil olmak üzere hepsiyle etkileşime girer. Tiroidiniz kapalıyken, stresi düzgün bir şekilde işleyip dengeleyemezsiniz. Cinsel işleviniz kesintiye uğrayabilir; cinsel dürtüde azalma, cinsel performansta bozulma, adet düzensizlikleri, hamile kalma veya hamile kalmada zorluklar... Beyninizde etkilenir; tiroit fonksiyon bozukluğunun kaygı ve depresyon düzeylerinin yanı sıra, düşünme, hatırlama ve odaklanma beceriniz üzerinde de etkisi vardır.
Dolayısıyla bu durumda optimal tiroit fonksiyonuna ulaşmak artık bir numaralı hedefiniz. Peki oraya nasıl gidersiniz? Çoğu durumda, aynı anda iki yaklaşımı izlemeniz gerekir. Sağlıklı bir diyet ve yaşam tarzı ve Fonksiyonel Tıbbın, ‘’Tiroit Bağlantı Planı Yaklaşımı’’nı uygulamanız gerekir. Doğru türde tıbbi tedaviye de ihtiyacınız olabilir.