BİLİM KAN GRUBU BESLENMESİNİ DESTEKLİYOR MU?
Kan grubunuzun sadece, kan alma ya da verme ihtiyacı içersindeyken önemli olduğunu düşünebilirsiniz, fakat Kan Grubu Beslenmesi farklı olmak ister. Hakikaten, kurucusu ve savunucuları, kan grubunuz, nasıl yediğinizi, nasıl egzersiz yaptığınızı ve stresle nasıl baş ettiğinizi belirlemeli der.. Peki araştırmalar ne söylüyor?
17. yüzyılda, Avrupa tıp dünyası, kanın bir organizmadan diğerine nakledilebilme olasılığı ile oldukça hareketli bir heyecan içindeydi. İngilizler köpekten köpeğe ve ezeli rakiplerine bazı kan transfüzyonları yaptı, Fransızlar, kuzuların kanını insanlara naklederek önceki deneyi ileri taşımaya karar verdi. Saray doktoru – hırslı araştırmacı Jean-Baptiste Denis – 1668 de adı kötüye çıkmış Paris’in bir delisini bir seri kan transfüzyonu ile, iyileştirmeye çalıştı. İkinci süreçte, kişinin öfke ve şiddet içerisinde titreyişi ve bir sonraki gün ölmesi ile birlikte bunun tehlikeli, ölümcül olduğu kanıtlandığında Denis tutuklandı. Sorgulama ve yargılamadan sonra, kan nakli uygulaması – hatta insandan insana olan bile – yasaklanmıştı. Ve gelecek 150 yıl boyunca da çok nadir bir vaka olarak kaldı.
Her ne kadar, o kişinin ölümünün nedenleri 19. yüzyıla kadar anlaşılmamış olsa da, problemin, hemolitik transfüzyon reaksiyonu olarak bilinen bir şey olduğu açıkça belliydi. Söylenecek şey, kişinin bağışıklık sisteminin verilen kanı reddettiği, onları tehlikeli yabancı istilacılarmış gibi algılayıp kırmızı kan hücrelerini öldürdüğü idi. 1901 yılında, biyolog Karl Landsteiner, insan kanında farklı kan gruplarına sebebiyet veren farklı türde antikorlar keşfetti. Bu türleri, A, B, ve O (bir yıl sonra, dördüncü tür olarak AB belirlendi) olarak isimlendirdi.
Bu keşif bir çok yaşamı kurtardı, oldukça geniş çeşitlilikteki durumlarda – ciddi yaralanmalar, cerrahiler, bazı kanser tedavileri, yüksek riskli çocuk doğumları ve kan bozuklukları – kişiler için güvenli kan transfüzyonlarını mümkün kıldı.
Böylece, aynı zamanda, kan grubunuzun, hangi çeşit beslenmeye tabi olacağınızı, ne tür egzersiz yapacağınızı ve hatta sergileyeceğiniz temel kişiliğinizi belirlemede anahtar bir faktör olduğunu iddia eden bir harekete de neden oldu.
Kan grubu beslenmesi, 1980’den bu yana hayatımızda mevcuttur. Bunun özündeki tez, kan grubunuza bağlı olarak, hayatınızda en iyi sağlık ve yaşamı geliştirmek için belli, farklı beslenme, yaşam tarzı ve hatta sergilediğiniz kişilik tavsiyelerine ihtiyaç duymanızdır. Bu tür beslenme, beslenmelerini en uygun hale getirmek, kilo vermek ve tüm zinde olma hallerini iyileştirmeyi arayan milyonlarca kişiyi cezbetti. Fakat kan grubu beslenmesi gerçekten özelleştirilmiş beslenme önerileri ile ilintili mi, yoksa, sadece geçici, moda bir beslenme şekli midir? Kan grubunuz için bilimsel bir beslenme tarzı var mıdır? Ya da Kan Grubu Beslenmesi, kuzuların kanı ile deliliğin tedavi edilmeye çalışılması gibi kanıtlanmamış ( her ne kadar ondan çok daha az zararlı olsa da) mıdır?
Kan Grubu Beslenmesi Nedir?
Kan grubu beslenmesi, 1980’lerde, bir natüropati doktoru olan Dr. James D’Adamo tarafından yaratılmıştır ve sonrasında oğlu ve yakın takipçisi natüropatik doktor Peter J. D’adamo tarafından popülerleştirilip yaygınlaştırıldı. Her ne kadar geçen on yıllık süre boyunca popülerliği azalsa da, günümüzde dikkat çekmeye devam ediyor.
Kan grubunuza – A, B, AB, ya da O – bağlı olarak, bu program, yiyeceğiniz en iyi besin çeşidi, kaçınacağınız yiyecekler, stress yönetimi tarzları ve sizin için en yararlı egzersiz türü için rehberlikler verir. Bir başka deyişle, D’Adamo’ya göre, A kan grubuna sahip bir kişi için en iyi beslenme tarzı, farklı bir kan grubuna sahip bir kişiden önemli ölçüde farklıdır.
Kan grubu beslenmesi, Dr. Peter D’Adamo’nun 1996 da ‘’Eat Right 4 Your Type’’ kitabını yayınladıktan sonra çılgınca popüler oldu. Günümüzde, kişiye uygun yemek kitabı, yiyecek ve takviye listesi gibi bir çok kitap yayınlanmaktadır. Fakat onun orjinal kitabı, 7 milyon kopyasının satılaması ile en çok satılan bir kitap olarak popülerliğini sürdürmektedir. Ve kitaplara ilave olarak, Dr. D’Adamo, kendi Kan Grubu Beslenmesi versiyonunu, markalandırılmış uzun beslenme takviyelerini, çayları, beslenme programlarını ve hatta cilt bakımı serisini satarak önemli bir iş girişimine dönüştürdü.
Kan Grupları, Beslenmeleri ve Yaşam Tarzı İhtiyaçları
Kan Grubu Beslenmesi, sizin için uygun hale getirilmiş program tavsiyelerini takip ederek, stresle en iyi şekilde nasıl baş edeceğinizi, kilonuzu nasıl yönetecek, hastalıklardan nasıl kaçınacak ve daha iyi nasıl besleneceğinizi söyler – bunların hepsi kan grubunuza bağlı. Eğer bunun büyük bir iddia olduğunu düşünüyorsanız, ben de sizinle birlikteyim. Gelin şimdi buna yakından bakalım.
Aşağıdakiler, programın, kan grubunuza göre ne yemelisinizin, nasıl egzersiz yapmalısınızın ve uyum sağlamanız gereken diğer yaşam tarzı özelliklerinizin temel öğeleridir.
Program her kan grubu için yenilecek ve kaçınılacak yiyecekleri önerirken, bunun arkasında çok fazla açıklamanın olmadığını da akılda tutun. Ayrıca, programın önerdiği bir çok yaşam tarzı ve beslenme iddiaları için de belirtilmiş herhangi bir bilimsel çalışma yoktur.
Aşağıda başlıklandırılmış detaylar, Bütünsel Tıp Profesyonelleri ve Bütünsel Beslenme Uzmanlarının tavsiyelerindense, Kan Grubu Beslenmesinin, kullanıcılarına tavsiye ettiği şeyi basitçe açıklığa kavuşturmak için tasarlanmıştır.
Kan Grupları: Bir Özet
A Kan Grubu: D’Adamo’ya göre, A kan grubunda olanlar, ekstra duyarlı bir bağışıklık sistemine sahiptirler ve stresi tetikleyenlerden kaçınmak ve A kan grubundakilerin karakteristik ‘’doğuştan belirlenmiş yaratıcı niteliğin keyfini çıkarmak’’ için daha çok vejetaryen beslenmede olma ihtiyacındadırlar.
B Kan Grubu: D’Adamo’ya göre, B kan grubunda olanlar, doğal olarak uyum sağlayabilen ve açık olanlardır. Bağışıklık Sistemleri güçlüdür ve sinir sistemleri dengelidir ve meditatif aktiviteler ile daha yoğun fiziksel egzersizlerin bir karışımından yarar elde edeceklerdir. B kan grubunda olanlara, bazı tahılları ve tavuğu dışarıda tutan, ağırlıklı olarak eti öneren hem et, hem de bitkisel beslenme önerilir.
AB Kan Grubu: AB kan grubunda olanlara, oldukça hassas sindirim sistemleri için karma bir beslenmeyi ele almaları söylenir: tofu, deniz bitkileri, yeşil yapraklı sebzeler ve kelp önerilirken, tavuk, mısır, kuru fasulye ve kara buğday önerilmez. Aynı zamanda kendilerini merkezleyen fiziksel aktiviteler ve orta seviyeli egzersizlerle sinir sistemlerini de sakinlik içerisinde muhafaza etmelidirler.
O Kan Grubu: Programa göre, O Kan Grubunda olanlar, güçlü bir sindirim ve bağışıklık sistemine sahiptirler. İkinci ve daha önemsiz kısmında ise, öfke ve manik olaylar ile birlikte değişik durumlara aşırı reaksiyon gösterebilirler. Yüksek protein beslenmesinde olmalıdırlar ve çoğu tahıllardan, baklagillerden ve süt ürünlerinden kaçınmalıdırlar (kırmızı et esas besin kaynağı olarak bırakılır) böylece ‘’güçlü, bağımsız, özgüvenli bir lider’’ olabilirler.
Kan Grubu Beslenmesi Neyi Doğru Yapıyor
Kan Grubu Beslenmesi ile birlikte olan problemlerden bahsetmeden önce, ve gerçekten bazı büyük olan problemler var, ama şimdi gelin pozitif olan bazılarını kabul edelim.
İlk olarak bazı kan grupları, ‘’daha sağlıklı’’ beslenmek ve hayvansal ürün tüketiminin sınırlandırılması için cesaretlendirilmişlerdir. Aslında, Dr. James D’Adamo orijinal olarak tüm hastalarına az yağlı ve vejetaryen beslenme vermeye çalıştı. Fakat onlar bu beslenmeye sürekli olarak uymadılar, bireysel kan gruplarının bununla bir ilişkisinin olabildiği kuramsallaştırıldı. Bu yüzden, beslenmenin başlangıçları, optimal sağlık için, hayvansal yiyeceklerdense bitkisel yiyeceklere öncelik verilmesi ile oluştu.
Her ne kadar, bitkisel temele dayalı bir beslenme, artık bu programın ön safhalarında değilse de, A kan grubu beslenmesi, halen, hindi eti ve deniz ürünleri ilavesi ile birlikte esas olarak vejetaryendir.
Dr. D’Adamo da, daha sağlıklı ve daha etik bir dünyaya katkı sağlamanın ve böcek öldürücülere maruz kalmayı azaltmanın iyi bir yolu olan organik olarak yetiştirilmiş yiyecekleri tavsiye etmektedir.
Neyse ki, Kan Grubu Beslenmesi, beslenmenin ve yaşam tarzının sağlık ve hastalık gelişmesi üzerinde bir etkiye sahip olduğunu biliyor ve tanıyor. Esas olarak, sağlığı iyileştirmek ve hastalığı önlemek için beslenme ve yaşam tarzı faktörlerine odaklanır. Ve birbirine bağlı bu şeyler hakkında düşünmek için insanları cesaretlendirir, her ne kadar, beslenmenizi ve yaşam tarzınızı neden ve nasıl değiştirmeniz gerektiğinin karar verici faktörü olarak kan grubunuz vurgulansada, bu durum, herhangi bir güvenilir kanıta bağlı değildir…
Beslenme programları ile birlikte yaşam tarzını bir araya getirmek önemli bir yaklaşımdır, global araştırmanın gösterdiği gibi, ‘’Dört önemli faktörün bir aradalığı – sağlıklı bir kiloyu muhafaza etmek, düzenli olarak egzersiz yapmak, sağlıklı bir beslenmeyi takip etmek, ve sigara içmemek – en yaygın ve öldürücü kronik hastalıkların gelişme riskinde %80 kadar bir azalma ile birlikte gibi görünmektedir.’’
Son olarak, program, beslenmede herkese uyan tek bir yaklaşımın işlevsel olmadığı gerçeğinin pozitif bir örneğidir. Bunun yerine, en azından bir bireye en iyi rehberliği veren, genetik, fenotipik, tıbbi ve besinsel faktörleri göz önünde bulunduran kişiselleştirilmiş beslenme şeklidir.
Kişiye uygun beslenmeye duyulan ihtiyaç araştırmalarla keşfedilmiştir. Örneğin, 2015de, Hücre dergisinde yayınlanmış, randomize kontrollü bir çalışmada, araştırmacılar, bir hafta boyunca, 800 kişinin kan glukoz seyrini takip ettiler. 46.898 öğünde, cevapları ölçtüler. Aynı öğünlerde glukoz cevabında çok fazla farklılıklar buldular, bu da evrensel diyetsel tavsiyelerin herkese yarar sağlamayabildiğini gösterdi.
Kişiye uygun beslenme için kesinlikle geçmiş örnekler var. Fakat en iyi yaklaşım, tek başına bizzat kan grubundansa, muhtemelen daha çok, kan göstergeleri, beslenme alışkanlıkları, beden ölçümleri, fiziksel aktivite ve barsak mikrobiotası ile ilişkilidir.
Yaş ve yaşam evresi gibi diğer faktörler de kişinin beslenme ihtiyaçlarını etkiler. Bunun mükemmel bir örneği, çocuklar, gençler, erişkinler, hamileler, emziren kadınlar ve yaşlılar arasındaki tavsiye edilmiş beslenme ihtiyaçlarındaki farktır